Kronik Bronşit
Kronik bronşit, akciğerleri soluk borusuna bağlayan bronşların enflamasyonudur. Bronşlar iltihaplanınca, akciğerlere giren ve çıkan hava akışı azalır ve akciğerler mukus veya salya üretmeye başlar. Kronik bronşit, akut bronşitten farklıdır; arka arkaya gelen iki yıl içerisinde üç aya kadar çıkan bir süre için günlerin çoğunluğunda öksürük oluşturan mukus üretimi söz konusu ise bu durum kronik bronşit olarak değerlendirilir.
Sigara kullanımı, kronik bronşitin en çok karşılaşılan sebebidir.
Sigara kullanmayanlarda ise hastalığın nedenleri arasında;
- Hava kirliliği
- Endüstriyel toz ve kül
- Kronik astım
- Kistik fibroz
- Kronik akciğer enfeksiyonları
- Mukuslu inatçı öksürük
- Zor nefes alma
- Göğüs bölgesinde sertlik
- Öksürük kişiyi uykudan uyandırır.
- Hastalar genellikle obez, kısa boylu ve siyonitiktir.(BLUE BLOATHER görünümü)
- Fıçı gögüs ve dubbing
Akut bronşit: Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az yapışkan balgam, sonraları sümüksü cerahatli (mukopurulent) balgam ile hafif ateş ve halsizlik görülür.
Kronik bronşit: Bu çeşit bronşitte; havayollarını yağlayan bezler büyümüş, iç yüzlerinde bulunan tüyler görevini yapamaz olmuştur.
Bronşitte ne zaman doktora başvurmak gerekir
Eğer öksürüğünüz 3 haftadır devam ediyorsa, uykunuzu bölüyorsa veya tamamen engelliyorsa, hafif ateş 4-5 gündür devam ediyorsa, 38 derece ve daha yüksek ateşle birlikte görülüyorsa, yoğun balgam varsa, balgam pas rengindeyse, artan oranda yeşil balgam görülüyorsa, balgamda kan varsa, nefes darlığı ve hırıltılı nefes alıp vermenize neden oluyorsa doktora görünmelisiniz.
Kronik bronşit nasıl ortaya çıkar
Kronik bronşit aniden ortaya çıkmaz. Soğuk algınlığı tedavisi sonrası, hasta öksürmeye devam eder ve birkaç hafta boyunca büyük miktarlarda balgam çıkarmayı sürdürür. Kronik bronşit hastalarının büyük bir çoğunluğu sigara kullanıcıları olduğundan, bu öksürükler sigara öksürüğü olarak algına bilir. Zaman ilerledikçe, öksürük ve balgam çıkarma her soğuk algınlığından sonra daha da artar ve kısa sürede bu belirtiler yıl boyunca görülür hale gelir.
Tanı
Yapılan fizik muayene ve tetkiklerle bronşit tanısı konur. Diğer solunum yolu hastalıklarından ayırt etmek ve kesin tanı koymak için, akciğer filmi çekilir. Hastanın boğazından kültür alınır ve gerekli kan tahlilleri yapılır.
Tedavi
Kronik bronşitli hastaların tedavisinde kullanılan ilaçlar hastanın ve hastalığın durumuna göre seçilir.
Doğrudan solunum yoluna uygulanan ilaçlar ve solunum alıştırmaları kronik bronşitte çok yararlı olmaktadır.
Antibiyotik tedavisi yıllarca son derece gelişigüzel uygulanmıştır. Özellikle kış aylannda koruyucu antibiyotik tedavileri bile yapılıyordu. Artık günümüzde bu yaklaşım geçerliliğim yitirmiştir. Antibiyotik tedavisi yalnızca ateş, öksürük ve aşın balgam çıkarma gibi enfeksiyon belirtilerinin alevlendiği durumlarda uygulanır. Bu uygulama için sorumlu bakterileri ve doğru antibiyotiği saptamak amacıyla balgam kültürü alınmalı, antibiyogram yapılmalıdır. Böylece hastalık etkenine karşı etkili olan antibiyotik belirlenebilir.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Kronik bronşitli bir hasta mutlaka bir fizyoterapist eşliğinde rehabilitasyon programına alınmalıdır.
Rehabilitasyon programında sekresyonların atılması, gevşemeye yardımcı olarak solunum kontrolünün kazanılması, toraks mobilizasyonu sağlanarak solunum koordinasyonunun kazanılması ve egzersiz toleransının artırılması amaçlanır.
Bütün kronik bronşitli hastaların hastalıklarının prodüktif devrelerinde postüral drenaj yapılmalıdır. Enfeksiyon yoksa sekresyonlar mudoiddir. Mukoid sekresyonlar hacimce küçüktür ve çabuk çıkartılabilir fakat hastaların büyük bir efor harcaması gerekir. Enfekte olan pürülan durumlarda sekresyonlar hacimce daha büyüktür ve hasta kolaylıkla ekspektore edebileceği halde tedavi daha uzun sürer.
Hastalara gevşeme ile solunum kontrolünün nasıl yapacağı öğretilmelidir. Bir dispne atağında kronik bronşitli bir hastanın göğsünü inspirasyon pozisyonunda tutma eğiliminde olduğu gözlenir. Eğer hastaya gevşeme ile solunum kontrolü yaptırılabilirse dispne ataklarında zorluk çekmez.
Solunum kontrolü için üst göğsün kontrolü, abdominal bölgenin serbestliği esastır. Hastaya ekspirasyonu uzatmadan alt göğsüne nefes alması söylenir ve hasta kontrollü bir solunum yapana dek buna devam edilir. Bu sağlandıktan sonra solunum hızını azaltmak ve derinliğini artırmak için çaba harcanır.
Hastalar dispne atağına girdiklerinde gevşeme pozisyonlarını kullanmalıdır, bunun için tüm hastalara yüksek yan yatış, öne dayanarak oturma, gevşek ayakta durma, öne dayanarak ayakta durma ve gevşek ayakta durma gibi gevşeme teknikleri mutlaka öğretilmelidir.
Kronik bronşitin akut ekserebasyon dönemlerinde eğer enfeksiyon gelişirse durum çok çabuk kötüleşebilir. Fazla bronşial sekresyon meydana gelirse birazı eksporte edilse bile büyük bir miktarı birikir ve tıkanıklık meydana gelir. Ekfeksiyon nedeni ile hava yollarının lümeni daralır ve daha fazla obstrüksiyona neden olur. Bu yüzden akciğerlerden perifere yetersiz gaz değişimi olur, kanda parsiyel oksijen basıncı düşer. Artan PaCO2 nedeni ile hasta sersemler, konfüzyona girer. Bu halde ki bir hasta yoğun fizik tedaviye ihtiyaç duyar ve bazen postüral drenaj yöntemi etkili olmayabilir. Entübasyon gerekebilir, ekserebasyonun erken dönemlerinden itibaren tedavi her saat başı tekrarlanmalıdır.
Gevşeme Pozisyonarı
- Yüksek yan yatış: Omuzun altına 3-4 yastık konur dizler bükülür.
- Oturma: Öne dayanarak oturulur masanın üstüne 2-3 yastık konur.
- Gevşek oturma:Öne doğru eğilerek ön koullarını uyluğunun üstüne koyarak ve el bileğini gevşek tutarak dispneyi kontrol eder.
KOAH hastalarındaki değişen solunum kası katılımını geri döndürmek için kullanılır.
Hasta inspirasyon sırasında abdominal kaslarını gevşeterek diyaframı kullanır: Yatar pozisyonda hasta bir elini klavikula altında göğüs duvarını stabilize etmede kullanır, diğer elini karnına koyar. Hasta derin bir nefes alır, diyaframı kullanarak karnını genişletir. Karın ve göğüs kafesi hareketleri ile ilgili geri bildirim eller vasıtasıyla elde edilir. Yararları: Tidal hacimde artış, fonksiyonel rezidüel kapasitede azalma, maksimum oksijen alımında artış.
Segmental solunum
- Bu teknik kullanılmadan önce tümör ve mukus tıkacı gibi obstrüksiyonlar temizlenmelidir.
- Terapist göğüs duvarının belli bir bölgesine basınç uygularken hastadan nefes alması istenir.
- Terapist lokal genişlemeyi hissettikçe el direnci inhalasyona izin verecek ölçüde azaltılır.
- Bu yöntemle göğüs boşluğunda ventilasyonu azalmış bölgelerin ekspansiyonu kolaylaştırılır.
Dispne ve solunum işini azaltmada kullanılan teknikler
Büzük dudak solunumu
Hasta ağzı kapalıyken burnundan birkaç saniye nefes alır, daha sonra dudaklarını büzerek 4-6 saniyede yavaşça nefes verir. Nefes verme, nefes almadan 2-3 kez daha uzun sürmelidir.
Hasta dudaklarıyla geniş ve ince bir yarık oluşturarak ekshalasyona direnç oluşturur, ekshalasyonun hızını azaltır ve ağız içi basıncı arttırır.
Yararları: Küçük havayolları kollapsına bağlı hava tuzaklanmasını önler. Alveollerde daha fazla gaz değişimine izin verir. Tidal hacim artar, dispne azalır ve KOAH hastalarındaki solunum işi azalır. Diyafragmatik solunum da eklendiğinde solunum hızını azaltır ve kan gazı değerlerinde iyileşme sağlar.
Sekresyonu Atma
Öksürme Tekniği
Hasta dik oturur pozisyonda, derin nefes alır, nefesini birkaç saniye tutar, karın kaslarını kasar (artan intratorasik basıncı yener), daha sonra glottisi hızlıca açar, öne eğilip karın kasları kasılıyken zorlu ekspirasyon yapar.
Bu 2 veya 3 kere tekrar edilir, daha sonra birkaç dakika normal nefes alınır, ardından kontrollü öksürme tekrar edilebilir.
Öksürme ile sekresyon tutulumunu teşvik eden yüksek ekspulsif kuvvetler üretilir ve hava tuzaklanması şiddetlenebilir; ayrıca öksürük zayıfsa yorgunluğa neden olur.
Huffing
Öksürme gerçekleştiremeyen hastalarda Huffing kullanılır. Derin nefes almadan sonra hasta karın kaslarını kasarak kısa, sık nefes verir ve "ha, ha, ha" der.
Hahlama sırasında glottis açık kalır ve intratorasik basınç artmaz. Böylece KOAH hastalarında havayolları kollaps olmaz. Sekresyonların atılmasında daha etkilidir.
Sekresyon mobilizasyon teknikleri (postural drenaj, perküsyon, vibrasyon)
Endikasyonlar:
Günde 2 defa yemekten önce yapılır.Hasta devamlı dik oturuyorsa sekresyon alt lobta, yatıyorsa sekresyon arka lobta birikir.
Yerçekimi yardımlı pozisyonlama ile müköz sekresyonların havayollarından akışını iyileştirir.
Etkilenen akciğer segmenti en üste yerleştirilerek oksijenlenmesi ve drenajının artması sağlanır.
En iyi sabah uyandıktan sonra yapılır (sekresyonlar gece birikir). Gastroözefageal reflüden kaçınmak için yemeklerden 1-2 saat sonra yapılmalıdır.
Amfizem, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) bit türüdür. Amfizemde akciğerlerdeki hava keselerinin harabiyeti nedeni ile kişide akciğer kapasitesinin düşmesi ve nefes almada zorluk çekilmesi durumu meydana gelir. Yaygın olarak görülen bu hastalık genellikle 45 yaşın üstündeki kimselerde daha sıklıkla gelişmektedir.Sinsi başlar ve yıllarca belirti vermez.
Öykü
Amfizem birincil belirtisi nefes darlığıdır. Fakat buna diğer belirtiler eşlik edebilir yada etmeyebilir.
GENEL BELİRTİLER ŞUNLARDIR;
Günlük ya da sadece arada bir amfizem belirtileri ile karşılaşabilirsiniz. Ve zaman zaman, belirtilerden herhangi biri ağır olabilir:
Amfizemin en sık nedeni sigaradır. Nadiren, sigara içmeyen, akciğer dokusunun korunmasına yardımcı olan ve karaciğer tarafından üretilen alfa-1 antitripsin proteininin kalıtımsal bir eksikliğinin bir sonucu olarak amfizem gelişebilir.
Risk Faktörleri
Büzük dudak solunumu
Hasta ağzı kapalıyken burnundan birkaç saniye nefes alır, daha sonra dudaklarını büzerek 4-6 saniyede yavaşça nefes verir. Nefes verme, nefes almadan 2-3 kez daha uzun sürmelidir.
Hasta dudaklarıyla geniş ve ince bir yarık oluşturarak ekshalasyona direnç oluşturur, ekshalasyonun hızını azaltır ve ağız içi basıncı arttırır.
Yararları: Küçük havayolları kollapsına bağlı hava tuzaklanmasını önler. Alveollerde daha fazla gaz değişimine izin verir. Tidal hacim artar, dispne azalır ve KOAH hastalarındaki solunum işi azalır. Diyafragmatik solunum da eklendiğinde solunum hızını azaltır ve kan gazı değerlerinde iyileşme sağlar.
Sekresyonu Atma
Öksürme Tekniği
Hasta dik oturur pozisyonda, derin nefes alır, nefesini birkaç saniye tutar, karın kaslarını kasar (artan intratorasik basıncı yener), daha sonra glottisi hızlıca açar, öne eğilip karın kasları kasılıyken zorlu ekspirasyon yapar.
Bu 2 veya 3 kere tekrar edilir, daha sonra birkaç dakika normal nefes alınır, ardından kontrollü öksürme tekrar edilebilir.
Öksürme ile sekresyon tutulumunu teşvik eden yüksek ekspulsif kuvvetler üretilir ve hava tuzaklanması şiddetlenebilir; ayrıca öksürük zayıfsa yorgunluğa neden olur.
Huffing
Öksürme gerçekleştiremeyen hastalarda Huffing kullanılır. Derin nefes almadan sonra hasta karın kaslarını kasarak kısa, sık nefes verir ve "ha, ha, ha" der.
Hahlama sırasında glottis açık kalır ve intratorasik basınç artmaz. Böylece KOAH hastalarında havayolları kollaps olmaz. Sekresyonların atılmasında daha etkilidir.
Sekresyon mobilizasyon teknikleri (postural drenaj, perküsyon, vibrasyon)
Endikasyonlar:
- Balgam üretimi 30 mL/gün'den fazla
- Aspirasyon
- Atelektazi
- Balgam sekresyonu orta şiddette olmakla beraber sekresyonlarını atamayan düşkün hastalar
Günde 2 defa yemekten önce yapılır.Hasta devamlı dik oturuyorsa sekresyon alt lobta, yatıyorsa sekresyon arka lobta birikir.
Yerçekimi yardımlı pozisyonlama ile müköz sekresyonların havayollarından akışını iyileştirir.
Etkilenen akciğer segmenti en üste yerleştirilerek oksijenlenmesi ve drenajının artması sağlanır.
En iyi sabah uyandıktan sonra yapılır (sekresyonlar gece birikir). Gastroözefageal reflüden kaçınmak için yemeklerden 1-2 saat sonra yapılmalıdır.
Amfizem
Amfizem, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) bit türüdür. Amfizemde akciğerlerdeki hava keselerinin harabiyeti nedeni ile kişide akciğer kapasitesinin düşmesi ve nefes almada zorluk çekilmesi durumu meydana gelir. Yaygın olarak görülen bu hastalık genellikle 45 yaşın üstündeki kimselerde daha sıklıkla gelişmektedir.Sinsi başlar ve yıllarca belirti vermez.
Öykü
Amfizem birincil belirtisi nefes darlığıdır. Fakat buna diğer belirtiler eşlik edebilir yada etmeyebilir.
GENEL BELİRTİLER ŞUNLARDIR;
Günlük ya da sadece arada bir amfizem belirtileri ile karşılaşabilirsiniz. Ve zaman zaman, belirtilerden herhangi biri ağır olabilir:
- Göğüs ağrısı ya da basınç
- El ve ayak parmaklarında tırnak yatak altındaki dokunun kalınlaşması
- Açık, sarı, açık kahverengi veya yeşil mukus tükürme
- Yorgunluk
- Nefes darlığı yada hızlı nefes (taşipne)
- Nefes ile oluşan ıslık sesi, hırıltı
- Dispne,Öksürük,balgam,hırılıtılı solunum
- Başlıca sorun DİSPNE
- Pursed lib solunumu yaparlar
- Siyanoz görülür
- Genellikle kaşektiktirler (Hastalık zayıflığı)
- Bu görünüme PİNK PUFFER denir.
- Dudak veya tırnakta mavimsi renklenme
- Bilinç düzeyinde değişim
- Hızlı kalp atışı (taşikardi)
- Nefes darlığı, nefes almada zorluk gibi solunum veya solunum problemleri
Amfizemin en sık nedeni sigaradır. Nadiren, sigara içmeyen, akciğer dokusunun korunmasına yardımcı olan ve karaciğer tarafından üretilen alfa-1 antitripsin proteininin kalıtımsal bir eksikliğinin bir sonucu olarak amfizem gelişebilir.
Risk Faktörleri
- Bir dizi faktör amfizem gelişme riskini artırır. Amfizem için risk faktörleri şunlardır:
- Toz parçacıkları veya kimyasal dumanları soluma
- Hava kirliliğine maruz kalma
- Ailede alfa-1 antitripsin eksikliği
- Hayvancılık, tahıl, tekstil ya da kömür ile çalışılan işler
- Akciğer hastalığı
- Pasif içicilik
- Sigara içme
Tedavi
Amfizem tedavisi, sağlık kuruluşunda tıbbi bakım aramakla başlar. Tedavinin amacı, nefes almayı geliştirmektir. Tedaviye yanıt vermeyen veya ciddi kanama eşlik ettiği ağır vakalarda cerrahi rezeksiyon ya da nadir durumlarda akciğer nakli gerekebilir.
Albuterol (ProAir’i, Proventil, Ventolin), levalbuterol (Xopenex) ve pirbuterol (Maxair) gibi hava yollarını açmak için kullanılan bronkodilatör.
Göğüs fizik tedavi (CPT), öksürükle balgamın atılmasına yardımcı olmak için kullanılır.
Öksürük ve nefes egzersizleri ile nefes darlığını iyileştirmek için pulmoner rehabilitasyon
Hastalığın rehabilitasyonunda amaç sekresyonların atılmasını sağlamak, gevşemeye yardımcı olmak, solunum kontrolünü sağlamak, gevşeme pozisyonlarını öğretmek, egzersiz toleransını artırmaktır.
*Sekresyonların atılması: Eğer enfeksiyon yoksa sekresyonlar mukoiddir. Mukoid sekresyonlar hacimce küçüktür ve daha rahat çıkarılır. Ancak yinede hastaların büyük bir efor harcaması gerekmektedir. Enfekte olan sekresyonlar ise daha zor çıkarılır. Sekresyonların atılması için postüral drenaj yapılması esastır ancak dispne nedeni ile bu hastalara mutlaka modifiye postüral drenaj uygulanması gerekir. Postüral drenajla birlikte sekresyonların atılması için pursed limb solunum egzersizleri, öksürme ve huffing eiğitimi verilir.
*Gevşeme ve solunum kontrolü: Bir dispne atağında bronşit yada amfizemli hastalar göğüslerini inspirasyonda tutma eğilimindedir. Yardımcı solunum kasları çok fazla çalışır ve diafragmatik hareket inhibe olur. Fizyoterapist hastaya pursed limb(büzük dudak) solunumu ve bunu gevşeyerek rahat bir pozisyonda yapmayı öğretmelidir. Eğer hasta gevşeme ile solunum kontrolünü öğrenirse dispne ataklarında zorluk çekmez.
*Gevşeme pozisyonları: Hasta bir tarafına hafifçe öne dönmüş olarak yan yatırlır. Omuzları kaldırmak için 3-4 yastık kullanılır. Bir yastıkta kaymaması ve torakal vertebraları(sırtın arka bölgesi) düz tutmak için axilla(koltuk altı) ve bel altına konur. Dizler hafifçe bükülür.
Öne dayanarak oturma pozisyonunda gevşeme eğitimi yatağa bağımlı kalmak istemeyen hastalar için tercih edilebilir. Bir masanın üstüne 2-3 yastık yerleştirilir, hasta üst göğsünü ve başını bu yastığa yaslayarak gevşeyebilir. Ancak bu harekette bel ve sırt bölgesinin düz olması esastır.
Ayakta durma pozisyonunda gevşeme için ise hastalar sırtlarını duvara yaslayıp omuzlarını ve kollarını gevşetip yana sarkıtarak dispne atağının geçmesini bekleyebilirler.
Hastalarda egzersiz sırasında nefes tutma eğilimi olması muhtemeldir ve kontrol altına alınması gerekir. Bunun için ritmik solunum egzersizleri çok yararlı olmaktadır. Örneğin 2 basamak çıkarken nefes verin, bir basamak inerken nefes alın gibi. Hastalarda dispne atakları kontrol altına alınmadan ya da solunum egzersizlerinde istenilen düzeye gelinmeden tedavi programı ilerletilmez.
Hastaların günlük yaşamlarında olabilidiğince bağımsız olmaları cesaretlendirilmeli, hastalar mümkün olabildiğince aktif bir hayat sürmelidir. Egzersiz toleransı, fizyoterapistin belirleyeceği bir programla düz yolda, yokuşta ve merdiven çıkarken mesafeyi artırarak ve aynı zamanda bir yandan da solunum kontrolü geliştirelerek artırılabilir.
Kronik Bronşit ve Amfizem arasındaki fark nedir ?
Kronik bronşit ve amfizem, Kronik Obstrüktif Solunum Hastalığı (KOAH) yapan iki hastalıktır. Bu iki hastalığın da ana sebebi sigara kullanımıdır. Sigara dumanı ve hava kirleticileri, hava yolu boyunca mukusu(balgam) hareket ettiren hassas tüylere zarar verir ve böylece kronik öksürük ortaya çıkar. Her iki hastalıkta da hava yolu zarar görür. Amfizem, tahrip olmuş hava yolu nedeni ile ortaya çıkar ve kronik bronşitten daha şiddetlidir.
Amfizem tedavisi, sağlık kuruluşunda tıbbi bakım aramakla başlar. Tedavinin amacı, nefes almayı geliştirmektir. Tedaviye yanıt vermeyen veya ciddi kanama eşlik ettiği ağır vakalarda cerrahi rezeksiyon ya da nadir durumlarda akciğer nakli gerekebilir.
Albuterol (ProAir’i, Proventil, Ventolin), levalbuterol (Xopenex) ve pirbuterol (Maxair) gibi hava yollarını açmak için kullanılan bronkodilatör.
Göğüs fizik tedavi (CPT), öksürükle balgamın atılmasına yardımcı olmak için kullanılır.
Öksürük ve nefes egzersizleri ile nefes darlığını iyileştirmek için pulmoner rehabilitasyon
Hastalığın rehabilitasyonunda amaç sekresyonların atılmasını sağlamak, gevşemeye yardımcı olmak, solunum kontrolünü sağlamak, gevşeme pozisyonlarını öğretmek, egzersiz toleransını artırmaktır.
*Sekresyonların atılması: Eğer enfeksiyon yoksa sekresyonlar mukoiddir. Mukoid sekresyonlar hacimce küçüktür ve daha rahat çıkarılır. Ancak yinede hastaların büyük bir efor harcaması gerekmektedir. Enfekte olan sekresyonlar ise daha zor çıkarılır. Sekresyonların atılması için postüral drenaj yapılması esastır ancak dispne nedeni ile bu hastalara mutlaka modifiye postüral drenaj uygulanması gerekir. Postüral drenajla birlikte sekresyonların atılması için pursed limb solunum egzersizleri, öksürme ve huffing eiğitimi verilir.
*Gevşeme ve solunum kontrolü: Bir dispne atağında bronşit yada amfizemli hastalar göğüslerini inspirasyonda tutma eğilimindedir. Yardımcı solunum kasları çok fazla çalışır ve diafragmatik hareket inhibe olur. Fizyoterapist hastaya pursed limb(büzük dudak) solunumu ve bunu gevşeyerek rahat bir pozisyonda yapmayı öğretmelidir. Eğer hasta gevşeme ile solunum kontrolünü öğrenirse dispne ataklarında zorluk çekmez.
*Gevşeme pozisyonları: Hasta bir tarafına hafifçe öne dönmüş olarak yan yatırlır. Omuzları kaldırmak için 3-4 yastık kullanılır. Bir yastıkta kaymaması ve torakal vertebraları(sırtın arka bölgesi) düz tutmak için axilla(koltuk altı) ve bel altına konur. Dizler hafifçe bükülür.
Öne dayanarak oturma pozisyonunda gevşeme eğitimi yatağa bağımlı kalmak istemeyen hastalar için tercih edilebilir. Bir masanın üstüne 2-3 yastık yerleştirilir, hasta üst göğsünü ve başını bu yastığa yaslayarak gevşeyebilir. Ancak bu harekette bel ve sırt bölgesinin düz olması esastır.
Ayakta durma pozisyonunda gevşeme için ise hastalar sırtlarını duvara yaslayıp omuzlarını ve kollarını gevşetip yana sarkıtarak dispne atağının geçmesini bekleyebilirler.
Hastalarda egzersiz sırasında nefes tutma eğilimi olması muhtemeldir ve kontrol altına alınması gerekir. Bunun için ritmik solunum egzersizleri çok yararlı olmaktadır. Örneğin 2 basamak çıkarken nefes verin, bir basamak inerken nefes alın gibi. Hastalarda dispne atakları kontrol altına alınmadan ya da solunum egzersizlerinde istenilen düzeye gelinmeden tedavi programı ilerletilmez.
Hastaların günlük yaşamlarında olabilidiğince bağımsız olmaları cesaretlendirilmeli, hastalar mümkün olabildiğince aktif bir hayat sürmelidir. Egzersiz toleransı, fizyoterapistin belirleyeceği bir programla düz yolda, yokuşta ve merdiven çıkarken mesafeyi artırarak ve aynı zamanda bir yandan da solunum kontrolü geliştirelerek artırılabilir.
Kronik Bronşit ve Amfizem arasındaki fark nedir ?
Kronik bronşit ve amfizem, Kronik Obstrüktif Solunum Hastalığı (KOAH) yapan iki hastalıktır. Bu iki hastalığın da ana sebebi sigara kullanımıdır. Sigara dumanı ve hava kirleticileri, hava yolu boyunca mukusu(balgam) hareket ettiren hassas tüylere zarar verir ve böylece kronik öksürük ortaya çıkar. Her iki hastalıkta da hava yolu zarar görür. Amfizem, tahrip olmuş hava yolu nedeni ile ortaya çıkar ve kronik bronşitten daha şiddetlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder